Bir kelimeyle başlayalım: Zız.
Bugün unutulmuş bir Hititçe kelime. Çivi yazısıyla yazılmış tabletlerde karşımıza çıkan bu sözcüğün anlamı: buğday. Ancak bu kelimenin içinde yalnızca bir tahılın değil, toprağa kök salmış bir üretim kültürünün, emeğin ve binlerce yıllık bir yaşam biçiminin izleri gizli. Zız, Anadolu’nun bereketli topraklarında nesilden nesile aktarılan tarım bilgisinin ve doğayla kurulan derin bağın sessiz tanığıdır. Hitit tabletlerinde geçen 'zız', Anadolu topraklarında tarımın tarihsel sürekliliğine dair bilinen en eski yazılı izlerden biridir. Bu da bize buğdayın sadece bir besin değil, kültürel bir taşıyıcı olduğunu gösterir.
Anadolu topraklarında binlerce yıldır varlığını sürdüren siyez buğdayı, bu “zız” kelimesinin muhtemel karşılığı olarak kabul ediliyor.
İlk tarım toplumları tarafından evcilleştirilen siyez, genetik yapısı neredeyse hiç değişmeden günümüze ulaşan nadir tahıllardan biri (Heun et al., Science, 1997). Siyez Buğdayı, 14 kromozomlu basit genetik yapısıyla (diploid buğday) bilinir. Bu yapı, onu modern buğdaylardan farklı kılar ve tarih öncesi dönemin izlerini taşır.
Bugün Türkiye’de siyez buğdayının en saf ve geleneksel şekilde yetiştirildiği yer, Kastamonu’nun Daday ve İhsangazi ilçeleridir. Türkiye’nin coğrafi işaretli ürünlerinden biri olan siyez, bu bölgede yalnızca bir tarım ürünü değil; yerel hafızanın, emeğin ve kültürün yaşayan bir parçasıdır. Kastamonu Siyezi, 2009 yılında coğrafi işaret tescili alarak bölgeye özgü üretim teknikleriyle koruma altına alınmıştır. Bu tescil, siyez üretiminin özgün yöntemlerle ve geleneksel koşullarda sürdüğünü belgeliyor.
Buğdayların çoğunun aksine kabuğu kalındır, işlenmesi zordur. Ama tam da bu yüzden besin değerini korur, dış etkenlere karşı dayanıklıdır. Modern tarımın hızına ve verim odaklı yapısına karşı, direngen ve karakterli bir alternatif olarak varlığını sürdürür.
Siyez, yalnızca geçmişin değil; geleceğin de tohumudur. Binlerce yıl boyunca toprağa bağlı kalan bu buğday, bugün yeniden değer kazanıyor. Bizlere toprağın ritmini, emeğin kıymetini ve sadeliğin güzelliğini hatırlatıyor. Düşük su ihtiyacı ve doğal hastalık direnciyle siyez, iklim değişikliği çağında sürdürülebilir tarım için umut veren kadim bir tür olarak öne çıkıyor.
Bir Kelimenin İzinde
Bazı kelimeler bir çağın izini taşır.
“Zız” da onlardan biri. Bugün o iz, Kastamonu’nun tarlalarında hâlâ filizleniyor.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.